Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YIKILIŞ DÖNEMİ OSMANLI'DA GÜNDELİK YAŞAM | BÖLÜM:1

Resim
Osmanlı’nın son dönemlerinde Anadolu insanının günlük yaşantısını,ekonomik ve sosyal durumunu kaynak niteliğinde 2 kitap ışığında inceleyeceğiz. Anadolu’nun 19. Yüzyıldaki Günlük Hayatı ve Toplumsal Yapısı: Moltke’nin Gözünden Bir Dönemin Panoraması   Moltke’nin Anadolu’suna Bakış yüzyılın ikinci çeyreğinde, Osmanlı İmparatorluğu modernleşme sancıları içindeyken, Prusyalı subay Helmuth von Moltke Anadolu’yu adım adım dolaşır. Moltke’nin “Türkiye Mektupları”, yalnızca askeri gözlemler değil, Anadolu insanının gündelik hayatının, değerlerinin, toplumsal ilişkilerinin ve kültürel kodlarının da birinci elden anlatımıdır. Bu yazıda, Moltke’nin satır aralarından Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında, şehirlerinde yaşayan insanların dünyasına, toplumsal konumlarına ve değişen/dönüşen hayatlarına odaklanacağız. 1. Anadolu’nun Fiziki ve Sosyal Coğrafyası 1.1. Coğrafyanın İnsan Yaşamına Etkisi Moltke, Anadolu’nun coğrafi çeşitliliğini, halkın yaşam biçimini belirleyen başlıca uns...

DEMOKRASİ VE CUMHURİYET ARASINDAKİ FARKLAR

Resim
Demokrasi ve cumhuriyet, modern siyasal sistemlerin temelini oluşturan iki önemli kavramdır. Her ne kadar sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da, bu iki terim farklı anlamlara ve uygulamalara sahiptir. Demokrasi Demokrasi, Yunanca 'demos' (halk) ve 'kratos' (iktidar) kelimelerinden türetilmiş olup, 'halkın yönetimi' anlamına gelir. Demokrasi, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçimidir. Bu sistemde, halk doğrudan veya dolaylı olarak yönetime katılır, yöneticileri seçer ve karar alma süreçlerine dahil olur. Demokrasi Türleri 1. Doğrudan Demokrasi : Vatandaşların karar alma süreçlerine doğrudan katıldığı sistemdir. Antik Atina, doğrudan demokrasinin en bilinen örneğidir. Günümüzde İsviçre'de bazı kantonlarda doğrudan demokrasi uygulamaları görülmektedir. 2. Temsili Demokrasi : Halkın, kendisini temsil edecek kişileri seçtiği ve bu temsilcilerin karar alma süreçlerinde yer aldığı sistemdir. Birçok modern devlet, temsili demokrasi ile yöneti...

Şeyh Said İsyanı: Cumhuriyet’in İlk Büyük Sınavı

Resim
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının üzerinden henüz iki yıl geçmişti ki, genç devlet, çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya kaldı: Şeyh Said İsyanı. 1925 yılı başında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başlayan bu ayaklanma, Cumhuriyet’in merkeziyetçi, laik ve ulus-devlet inşa sürecine karşı gelen ilk büyük kalkışma olarak tarihe geçti. Peki, bu isyanın arkasında ne vardı? Yalnızca dini bir direniş miydi, yoksa etnik ve sosyal faktörler de etkili miydi? 1.Tarihsel Arka Plan Cumhuriyet’in ilk yıllarında gerçekleştirilen köklü reformlar, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki geleneksel yapıları ciddi biçimde etkiledi. 1924 yılında halifeliğin kaldırılması, şeriat esaslı hukukun yerini Medeni Kanun’un alması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, dindar ve muhafazakâr çevrelerde büyük tepki uyandırdı [1]. Bu süreçte Nakşibendi tarikatı önderlerinden Şeyh Said, bu düzenlemeleri İslam’a karşı bir saldırı olarak yorumladı.   2.İsyanın Lideri: Şeyh Said Kimdir? Şeyh Said,...

Otoriter Rejimlerin Ortak Özellikleri: 20. Yüzyıl ve Sonrası

Resim
20. yüzyıl, dünya siyasetinin otoriter rejimlerin yükselişiyle büyük ölçüde şekillendiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde pek çok ülkede demokratik süreçler askıya alınmış, bireysel hak ve özgürlükler kısıtlanmış ve devlet yönetimi, tek bir liderin ya da partinin mutlak denetimi altına girmiştir. 1. Güçlü Lider Kültü ve Karizmatik Otorite Max Weber’in “karizmatik otorite” kavramı, otoriter rejimlerde liderin halk nezdindeki kutsallaştırılmış konumunu açıklamakta oldukça işlevseldir. 20. yüzyılın en bilinen otoriter liderlerinden Adolf Hitler, Benito Mussolini ve Joseph Stalin, lider figürünün halkın gözünde yüceltilmesini ve sorgulanamaz hale gelmesini sağlayarak mutlak kontrol elde etmişlerdir. Bu liderler, yalnızca siyasi lider değil; aynı zamanda ulusal kurtarıcı, baba figürü ya da tarihsel bir misyonun taşıyıcısı olarak konumlandırılmıştır. Nazi Almanyası’nda Hitler’in etrafında inşa edilen Führer kültü, sadece bir siyasi itaati değil, aynı zamanda dini bir bağlılığı d...

TALAT PAŞA

Resim
Mehmet Talat Paşa, Osmanlı Devleti’nin son döneminde etkili olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen liderlerinden biridir. Hem Osmanlı Mebusan Meclisi’nde hem de İttihat ve Terakki Merkez-i Umumî’sinde aldığı rollerle, devletin kaderine yön veren figürlerden biri olmuştur. 1913-1918 yılları arasında Osmanlı iç politikasında ve savaş sürecinde üstlendiği görevlerle, Osmanlı modernleşmesinin ve çöküş sürecinin sembol isimlerinden biri haline gelmiştir. Talat Paşa'nın Hayatı ve Eğitimi Mehmet Talat, 1874 yılında Edirne’de doğdu. Rüştiye ve idadi eğitimini Edirne’de tamamladıktan sonra Posta ve Telgraf Nezareti’nde memur olarak çalışmaya başladı. Genç yaşta hürriyetçi fikirlerle tanıştı ve 1890’ların sonunda gizli cemiyetlere katıldı. Bu faaliyetleri nedeniyle tutuklandı ve Manastır’a sürgün edildi. Burada Jön Türk hareketiyle ilişkilerini derinleştirdi. Siyasi Yükselişi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Talat Bey, II. Meşrutiyet’in ilanında etkin rol oynayan İttihat v...

GLADIO'NUN TÜRKİYE'DEKİ FAALİYETLERİ VE TARİHSEL SÜRECİ

Resim
Gladio, II. Dünya Savaşı sonrasında NATO’nun Sovyet yayılmacılığına karşı kurduğu gizli bir paramiliter yapılanmadır. İtalya merkezli olan bu yapı, daha sonra Avrupa'nın birçok ülkesinde çeşitli adlarla faaliyet göstermiştir. Türkiye'de bu yapı, genel olarak 'Kontrgerilla' adıyla anılmıştır. Gladio Nedir? Gladio, İtalya’da 1950'lerde NATO ve CIA iş birliğiyle kurulan bir 'Stay-Behind' (geride kalma) örgütüdür. Amacı, Sovyetler Birliği'nin Batı Avrupa'yı işgal etmesi durumunda gerilla savaşı yürütecek kadrolar hazırlamaktı. Gladio yapısı, daha sonra Belçika, Fransa, Almanya ve Türkiye gibi NATO ülkelerinde de benzer örgütlenmelere örnek teşkil etti. Türkiye’de Gladio: Kontrgerilla Yapılanması Türkiye'de Gladio benzeri yapı, 'Kontrgerilla' olarak adlandırılmıştır. Bu yapı, ilk olarak 1952'de Türkiye'nin NATO’ya üye olmasıyla birlikte kurulan Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) çatısı altında ortaya çıkmıştır. 1965 ...

OSMANLILAR KAYI BOYUNDAN MI GELİYOR?

Resim
Osmanlı Devleti’nin kuruluş süreci, tarihçiliğin en tartışmalı alanlarından biridir. Bu sürece dair bilgilerin büyük kısmı, devletin kuruluşundan yaklaşık bir asır sonra yazılmış eserlerden derlenmiştir. Bunlardan biri de Osmanlıların Oğuzların Bozok kolunun Günhan soyundan gelen Kayı boyuna mensup olduğu iddiasıdır. Bu iddia, Osmanlı tarih yazıcılığının ilk dönemlerinden itibaren kabul görmüş; ancak modern tarihçilikte çeşitli şüphelerle karşılanmıştır. Osmanlıların Soy Kütüğü ve İlk Kaynaklar Osmanlıların Kayı boyuna dayandığına dair ilk açık ifadeler, 15. yüzyılda yazılan tarihî metinlerde görülür. Bunlardan en önemlisi, Aşıkpaşazade’nin 'Tevârîh-i Âl-i Osman' adlı eseridir. Aşıkpaşazade, Osmanlıların Kayı boyuna mensup olduğunu belirtir ve Oğuzname geleneğine dayanarak bu soyu meşrulaştırır. Benzer şekilde, Neşrî'nin 'Kitâb-ı Cihannümâ' adlı eserinde de bu soy anlatısı tekrarlanır. Ancak bu yazarlar, Osman Gazi’nin yaşadığı döneme yakın değildirler. ...